3 Nisan 2017 Pazartesi

GÖLGE ETME BAŞKA İHSAN İSTEMEM..!


   
                 FİLOZOFLAR SERİSİ-1  

                 DİYOJEN (M.Ö. 412-323)

         İhtiyaçlarını belirleme yetisi olmayan, toplumsal düzenin kendisine sunduğu her şeyi bir gereksinim olarak algılayan insanların oluşturduğu bir toplumda yaşıyoruz. Medeniyet kisvesi altında, temel ihtiyaçlarını belirleme konusunda kafası karışık, maddeci, her şeyin sahibi olmaya çalışan ve bir o kadar da kendinden uzak bireyler topluluğuyuz malesef... Sahip olduklarının kölesi haline gelen bireyler topluluğu... 

         İnsanlık belkide varoluştan bu yan hep aynı sancılarla kıvrandı. Ne zalimler azaldı ne de göz yaşı masum kalplerde... Herkes içsel bir savaş halindeydi tüm zamanlar boyunca. Ölüm korkusuyla tutunmaya çalıştı tek kişilik bir yaşam oyununda sahip olduğunu sandığı bir boşluğa...

        Tarih öncesi dönemlerde ve tabii günümüzde düzen karşıtı aykırı insanlar ve düşünceler oldu ve olmaya da devam edecek dünya döndükçe. Diyojen'in hikayesi de tarih öncesi bir dönemde tamda bu çıkmazların eşiğinde yer bulur kendisine. Sinop doğumludur Diyojen. Babasının bir bankacı ya da kuyumcu olduğu rivayet edilir. Anlatılana göre Diyojen ve babası kalpazanlık suçuyla sürgün edilirler yurttan ve Atina'ya yerleşirler. Burada Sokrates'in öğrencisi olan Anthisthenes ile tanışarak yeni bir yaşam biçimi geliştirir kendine. Antistenes Sokrates'in ölümünden sonra Sinizm öğretisinin kurucusu olmuştur ve gerçek erdemin kişinin kişinin kendisine egemen olmasına dayanan ayrıca toplumun kişiye dikte etmeye çalıştığı yaşam biçiminden kurtularak ruhen özgür bir yaşam biçimi kurulması gerektiğini savunmuştur.


          Filozofumuz Diyojen'de Antisthenes'in doğaya uygun yaşama felsefesine uygun yaşamaya çalışan son derece yoksul bir yaşam süren, içinde yaşadığı fıçı ve su kabından başka eşyası olmayan bir adamdır. Yine rivayete göre çeşme başında avucu ile su içen bir çocuğu gördüğünde su çanağını da atarak ''Bu çocuk bana fazladan bir eşyam olduğunu hatırlattı'' demiştir. Diyojen herkesin bu şekilde yaşaması gerektiğini savunan biri olmamıştır. O sadece kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlamıştır. 

       Diyojen ile ilgili rivayet edilen birçok hikaye vardır bunlardan en bilineni ise ve tabi halk arasında da sıkça kullanılan ''GÖLGE ETME BAŞKA İHSAN İSTEMEM'' sözünün hikayesini anlatmakla başlayalım isterseniz öncelikle. Dönemin imparatoru aynı zamanda Aristotales'inde öğrencisi olan Büyük İskender bir gün Diyojen'i ziyaret edip bir isteği olup olmadığını sorar. O ise bu soruya ''Gölge etme başka ihsan istemem'' diyerek cevap verir. Aslında verdiği cevapla güneşi işaret ederek benden bana veremeyeceğin şeyi esirgeme demek istemektedir. Bu olay üzerine Büyük İskender ''Eğer İskender olmasaydım Diyojen olmak isterdim'' der.

        Yine başka bir rivayete göre ise dar bir sokakta karşısına zengin, kibirli bir adam çıkar ve ''Ben bir serseriye yol vermem, çekil önümden'' diyerek böbürlenir. Bunun üzerine gayet sakin bir şekilde kenara çekilen Diyojen ''Ben veririm'' cevabını verir.

         En meşhur hikayelerden birisinde de kendisine halkın ''Bir insanın zeki olduğunu nasıl anlarız'' sorusuna ''konuşmasından'' cevabını verdikten sonra ''peki ya hiç konuşmuyorsa'' dediklerinde ''Henüz o kadar akıllısı dünya da yok'' cevabıdır.

         Diyojen'in keskin zekasını ve hazır cevaplılığını gösteren son bir hikaye de güpegündüz elinde lamba sokaklarda dolaşması üzerine halkın hayretle ''ne yapıyorsun?'' demesi üzerine ''Adam arıyorum, adam'' cevabı olmuştur.

          Varolan tüm sosyal değerlere karşı çıkıp hiç birşeye sahip olmak istemeden yaşamını sürdüren Diyojen kendisine geçmişte kalpazanlık yaptığı için suçlamalarda bulunanlara ise: ''Evet geçmişte bende sizin gibiydim bu doğru fakat şuan asla siz benim yaşadığım hayatı sürdüremezsiniz'' cevabını vermiştir. Ölümü hakkında da birçok rivayet bulunan filozofumuza dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Türkiye'de ise doğduğu il olan Sinop'ta anısını yaşatmak amacıyla 2006 yılında heykeli dikilmiştir. Bence heykel ve anıtlardan ziyade toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek adına topraklarımızda yaşamış bu tarz büyük düşünürlerin daha çok tanıtılması gerekli. Işığıyla insanlığı aydınlatan tüm düşünce adamlarına selam olsun.. Yeni bir filozof biyografisinde görüşmek üzere.. 

HOŞÇAKALIN :)

1 yorum:

  1. Tebrikler çok başarılı bir yazı olmuşç klavyene sağlık.

    YanıtlaSil