Modernizmin doğal hayatı ve eko sistemi hızla yok ettiği
çağımızda şüphesiz ki en büyük sorunlardan bir tanesi insanoğlunun bitip
tükenmek bilmeyen hırs ve istekleri. GDO’lu ürünler, tüketim odaklı yaşam
biçimleri, modern hayatın gerekliliği varsayılan birçok teknolojik ürün ve
alışkanlık dünyamızın geleceğini çok ciddi derecede tehdit etmektedir.
Yüzyıllar boyunca birçoğumuzun hayatını örnek almaya
çalıştığı, kendisine rol model belirlediği yazar, filozof ve din adamı sade,
minimal ve olabildiğince doğal bir yaşamı tercih edip bunlarla ilgili öğütler
sunarken, 21. yy insanının tüketim çılgınlığı ve umarsız yaşam biçimi maalesef
ki doğayı ve doğal olanı büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Bu yüzden bireysel
olarak elimizden geldiğince toplumsal duyarlılığı artırmak amacıyla çaba sarf
etmeli, ihtiyacımız olanla yetinmeyi öğrenip kendimize ve diğer canlılara saygı
göstermeliyiz. Doğal kaynakların hızla tüketilip yok edildiğini ve bununla
ilgili bilim insanlarının sürekli ciddi uyarılarda bulunduğunu göz ardı etmeden bir adım atmanın zamanı
geldi de geçiyor bile. Sistemin bir yerlerde patlak verip çökeceği bu kadar
aşikarken elimizi taşın altına koymanın zamanı geldi diye düşünüyorum.
Ölçülü doğal ve basit bir yaşam alanı oluşturarak ve tabiki
de bunları alışkanlık haline getirerek işe başlayabiliriz. Doğaya ve insana
zararlı, hayatımızı kolaylaştırdığını zannettiğimiz ne kadar gizli silah varsa
hepsini teker teker hayatımızdan çıkarabiliriz. Zannetmeyelim ki bunlar öyle
çok zamanımızı alacak ya da yaşam kalitemizi düşürecek şeyler… Aksine hepsi
daha kaliteli ve anlamlı bir yaşam adına kendine ve doğaya saygısı olan her
bireyin yapması gereken minik dokunuşlar.
Konuyu çok fazla uzatıp dağıtmadan minik örneklerle detaylandıralım
istiyorum. Habitatımız yani yaşam
alanımız, bedensel ve zihinsel
ihtiyaçlarımızı giderdiğimiz zamanımızın büyük bir çoğunluğunu geçirdiğimiz,
ailemiz ve sevdiklerimizle paylaştığımız evimizden başlayalım değişime. Evet
biliyorum sizde herkes gibi bedenine ve sağlığına önem gösteren ya da bunun
için çaba sarf edenlerdensiniz. Yani en azından ben böyle olduğunu umut ediyorum…
Sağlıklı beslenme, düzenli spor, zihinsel aktiviteler ve tabiî ki de
beraberinde kaliteli ve uzun bir yaşam hepimizin ideali…
Peki zararlı kimyasallardan uzak, GDO’suz ürünlerin olduğu,
tüketim odaklı değilde üretim amaçlı bir yaşam alanı oluşturmaya ne dersiniz? Biliyorum biraz klişe haline geldi fakat bugün
işe arabayla gitmeseniz ne kaybedersiniz. İçerisinde taze nane ve limon parçalarının
da bulunduğu bir su hazırlayıp yola koyulsanız mesela..
Kendi temizlik malzemelerinizi de üretebilirsiniz nasıl
demeyin araştırdım ve bizzat kendim şampuanımı, el sabunumu, bulaşık ve çamaşır
makinesi deterjanımı ürettim. Üstelik
hepside elimizin altında bulunan malzemeler ve basit formüllerle hazırlanıyor.
Hayvanlar üzerinde testlerin yapılmadığı, içerisinde adını bile duymadığınız
kimyasalların bulunmadığı ürünler hem de..
Havayı, suyu toprağı kirletmeden, havyaları öldürmeden
insanca yaşamak bizim elimizde yeter ki o küçük adımı atabilelim. Yeter ki
tüketim çılgınlığından ve hırslarımızdan kurtulup hayattan yeteri kadarını
almayı öğrenebilelim. Bu bizim insanlık vazifemiz ve gezegenimizin buna
ihtiyacı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder